Kuran-ı Kerim’in rahmet ve ikaz yüklü bir kelamı olarak, Mekke’nin zorlu günlerinde inmiştir. Allah-u Teala’nın kâinattaki kudretini ve ahiret yurdunun gerçeklerini açık bir şekilde anlatarak insanları uyarır. Dünyada işlenenlerin ahirette herkesin karşısına çıkacağını bildirerek, iyilerin güzelliklere kavuşacağını, kötülerin ise azaba düçar olacağını söyler.
بِسْمِ اللّهِ الرَّحْمَنِ الرَّحِيمِ
اِذَا وَقَعَتِ الْوَاقِعَةُۙ١لَيْسَ لِوَقْعَتِهَا كَاذِبَةٌۢ٢خَافِضَةٌ رَافِعَةٌۙ٣اِذَا رُجَّتِ الْاَرْضُ رَجاًّۙ٤وَبُسَّتِ الْجِبَالُ بَساًّۙ٥فَكَانَتْ هَبَٓاءً مُنْبَثاًّۙ٦وَكُنْتُمْ
اَزْوَاجاً ثَلٰثَةًۜ٧فَاَصْحَابُ الْمَيْمَنَةِ مَٓا اَصْحَابُ الْمَيْمَنَةِۜ٨وَاَصْحَابُ الْمَشْـَٔمَةِ مَٓا اَصْحَابُ الْمَشْـَٔمَةِۜ٩وَالسَّابِقُونَ السَّابِقُونَۙ١٠اُو۬لٰٓئِكَ
الْمُقَرَّبُونَۚ١١ف۪ي جَنَّاتِ النَّع۪يمِ١٢ثُلَّةٌ مِنَ الْاَوَّل۪ينَۙ١٣وَقَل۪يلٌ مِنَ الْاٰخِر۪ينَۜ١٤عَلٰى سُرُرٍ مَوْضُونَةٍۙ١٥مُتَّكِـ۪ٔينَ عَلَيْهَا مُتَقَابِل۪ينَ١٦
يَطُوفُ عَلَيْهِمْ وِلْدَانٌ مُخَلَّدُونَۙ١٧بِاَكْوَابٍ وَاَبَار۪يقَ وَكَأْسٍ مِنْ مَع۪ينٍۙ١٨لَا يُصَدَّعُونَ عَنْهَا وَلَا يُنْزِفُونَۙ١٩وَفَاكِهَةٍ مِمَّا
يَتَخَيَّرُونَۙ٢٠وَلَحْمِ طَيْرٍ مِمَّا يَشْتَهُونَۜ٢١وَحُورٌ ع۪ينٌۙ٢٢كَاَمْثَالِ اللُّؤْلُؤِ۬ الْمَكْنُونِۚ٢٣جَزَٓاءً بِمَا كَانُوا يَعْمَلُونَ٢٤لَا يَسْمَعُونَ ف۪يهَا لَغْواً
وَلَا تَأْث۪يماًۙ٢٥اِلَّا ق۪يلاً سَلَاماً سَلَاماً٢٦وَاَصْحَابُ الْيَم۪ينِ مَٓا اَصْحَابُ الْيَم۪ينِۜ٢٧ف۪ي سِدْرٍ مَخْضُودٍۙ٢٨وَطَلْحٍ مَنْضُودٍۙ٢٩وَظِلٍّ
مَمْدُودٍۙ٣٠وَمَٓاءٍ مَسْكُوبٍۙ٣١وَفَاكِهَةٍ كَث۪يرَةٍۙ٣٢لَا مَقْطُوعَةٍ وَلَا مَمْنُوعَةٍۙ٣٣وَفُرُشٍ مَرْفُوعَةٍۜ٣٤اِنَّٓا اَنْشَأْنَاهُنَّ اِنْشَٓاءًۙ٣٥فَجَعَلْنَاهُنَّ
اَبْكَاراًۙ٣٦عُـرُباً اَتْـرَاباًۙ٣٧لِاَصْحَـابِ الْيَم۪ينِۜ ۟٣٨ثُلَّةٌ مِنَ الْاَوَّل۪ينَۙ٣٩وَثُلَّةٌ مِنَ الْاٰخِر۪ينَۜ٤٠وَاَصْحَابُ الشِّمَالِۙ مَٓا اَصْحَابُ الشِّمَالِۜ٤١ف۪ي
سَمُومٍ وَحَم۪يمٍۙ٤٢وَظِلٍّ مِنْ يَحْمُومٍۙ٤٣لَا بَارِدٍ وَلَا كَر۪يمٍ٤٤اِنَّهُمْ كَانُوا قَبْلَ ذٰلِكَ مُتْرَف۪ينَۚ٤٥وَكَانُوا يُصِرُّونَ عَلَى الْحِنْثِ
الْعَظ۪يمِۚ٤٦وَكَانُوا يَقُولُونَ اَئِذَا مِتْنَا وَكُنَّا تُرَاباً وَعِظَاماً ءَاِنَّا لَمَبْعُوثُونَۙ٤٧اَوَاٰبَٓاؤُ۬نَا الْاَوَّلُونَ٤٨قُلْ اِنَّ الْاَوَّل۪ينَ
وَالْاٰخِر۪ينَۙ٤٩لَمَجْمُوعُونَ اِلٰى م۪يقَاتِ يَوْمٍ مَعْلُومٍ٥٠
ثُمَّ اِنَّكُمْ اَيُّهَا الضَّٓالُّونَ الْمُكَذِّبُونَۙ٥١لَاٰكِلُونَ مِنْ شَجَرٍ مِنْ زَقُّومٍۙ٥٢فَمَالِـؤُ۫نَ مِنْهَا الْبُطُونَۚ٥٣فَشَارِبُونَ عَلَيْهِ مِنَ الْحَم۪يمِۚ٥٤فَشَارِبُونَ
شُرْبَ الْه۪يمِۜ٥٥هٰذَا نُزُلُهُمْ يَوْمَ الدّ۪ينِۜ٥٦نَحْنُ خَلَقْنَاكُمْ فَلَوْلَا تُصَدِّقُونَ۟٥٧اَفَرَاَيْتُمْ مَا تُمْنُونَۜ٥٨ءَاَنْتُمْ تَخْلُقُونَهُٓ اَمْ نَحْنُ الْخَالِقُونَ٥٩نَحْنُ
قَدَّرْنَا بَيْنَكُمُ الْمَوْتَ وَمَا نَحْنُ بِمَسْبُوق۪ينَۙ٦٠عَلٰٓى اَنْ نُبَدِّلَ اَمْثَالَكُمْ وَنُنْشِئَكُمْ ف۪ي مَا لَا تَعْلَمُونَ٦١وَلَقَدْ عَلِمْتُمُ النَّشْاَةَ الْاُو۫لٰى فَلَوْلَا
تَذَكَّرُونَ٦٢اَفَرَاَيْتُمْ مَا تَحْرُثُونَۜ٦٣ءَاَنْتُمْ تَزْرَعُونَهُٓ اَمْ نَحْنُ الزَّارِعُونَ٦٤لَوْ نَشَٓاءُ لَجَعَلْنَاهُ حُطَاماً فَظَلْتُمْ تَفَكَّهُونَ٦٥اِنَّا
لَمُغْرَمُونَۙ٦٦بَلْ نَحْنُ مَحْرُومُونَ٦٧اَفَرَاَيْتُمُ الْمَٓاءَ الَّذ۪ي تَشْرَبُونَۜ٦٨ءَاَنْتُمْ اَنْزَلْتُمُوهُ مِنَ الْمُزْنِ اَمْ نَحْنُ الْمُنْزِلُونَ٦٩لَوْ نَشَٓاءُ جَعَلْنَاهُ
اُجَاجاً فَلَوْلَا تَشْكُرُونَ٧٠اَفَرَاَيْتُمُ النَّارَ الَّت۪ي تُورُونَۜ٧١ءَاَنْتُمْ اَنْشَأْتُمْ شَجَرَتَـهَٓا اَمْ نَحْنُ الْمُنْشِؤُ۫نَ٧٢نَحْنُ جَعَلْنَاهَا تَذْكِرَةً وَمَتَاعاً
لِلْمُقْو۪ينَۚ٧٣فَسَبِّحْ بِاسْمِ رَبِّكَ الْعَظ۪يمِ۟٧٤فَلَٓا اُقْسِمُ بِمَوَاقِـعِ النُّجُومِۙ٧٥وَاِنَّهُ لَقَسَمٌ لَوْ تَعْلَمُونَ عَظ۪يمٌۙ٧٦
Vakıa Suresi, Allah’ın kâinat üzerindeki mutlak kudretini ve yaratılışın hikmetini beyan ederek, kıyamet gününün kaçınılmazlığını ve o gün yaşanacak büyük hadiseleri müminlere hatırlatan bir suredir. Sure, dünyadaki nimetlerin yaratılışındaki ilahi sanatı zikrederek kulun Rabbine karşı acziyetini ve şükrünü artırmaya çağırır. Ahiret yurdunda insanlığın üçe ayrılacağını; sabikun (öncüler), Ashâb-ı Meymene (amel defteri sağ eline verilenler) ve Ashâb-ı Meşeme(amel defteri sol eline verilenler) olarak sınıflandırılacağını anlatarak salih amelin önemini vurgular.
Vakıa Suresi, Kuran-ı Kerim’in elli altıncı suresi olup, Allah’ın kainattaki kudretini, kıyamet gününün hakikatini ve ahiret yurdundaki hesabı anlatan ve müminlere tefekkür ettiren bir suredir. Mekke’de nazil olan bu sure, göklerin ve yerin yaratılışındaki azameti beyan ederek insanı Allah’ın nimetlerine şükre davet eder; cennet ehli, cehennem ehli ve öncü kullar arasındaki ayrımı anlatarak takvaya yöneltir. Ayrıca Resulullah’ın (s.a.v.) “Kim Vakıa Suresi’ni her gece okursa, ona fakirlik dokunmaz” buyurarak, surenin maddi ve manevi rızık kapılarını açan bir bereket taşıdığı müjdelenmiştir.
Vakıa Suresi, Kuran-ı Kerim’in elli altıncı suresi olup toplam 96 ayetten müteşekkildir.
Vakıa Suresi, Hicretten önce Mekke döneminde, Resulullah’a (s.a.v.) vahyin ilk yıllarında nazil olmuştur.
Vakıa Suresi, Kuran-ı Kerim’de 27. cüzde yer alır ve mushafın 533. sayfasından başlayarak 536. sayfasına kadar devam eder.
Vakıa Suresi, Resulullah’ın (s.a.v.) “Kim her gece Vakıa Suresi’ni okursa, ona fakirlik dokunmaz” diye buyurduğu, müminlere maddi ve manevi rızık kapılarını açan bir bereket vesilesidir. Bir mümin, idrak ederek okuduğunda Allah’ın kâinattaki nimetlerini tefekkür ederek şükür duygusununu pekiştirir ve ahiret yurdu için hazırlık yapar. Bu sure, ihlasla okunduğunda kulun Rabbine yakınlığını artırır, dünya hayatında huzur ve bolluk verir, ahirette ise ecir ve mağfiret kapılarını açar.